Aylık arşivler: Ekim 2015
Platon’un Matematiksel Dünyası “Gerçek” midir?
Platon’un Matematiksel Dünyası “Gerçek” midir?
Bu, zamanı için sıradışı bir fikirdi ve çok güçlü bir fikir haline geldi. Peki Platonik matematiksel dünya herhangi makul bir anlamda gerçekten mevcut mudur? Filozofları da içeren bir çok insan böylesi bir “dünya”yı, yalnızca kontrolsüz düşlerimizden oluşan tam bir hayal ürünü olarak değerlendirebilir. Yine de Platonik bakış açısı esasen son derece değerlidir. O bize kesin matematiksel kavramları etrafımızdaki fiziki şeyler dünyası içinde gördüğümüz yaklaşıklık tahminlerinden ayırmakta dikkatli olmamızı öğütler. Dahası bize modern bilimin şu ana kadarki gelişim seyrini anlatan taslağı sunar. Bilim insanları dünyaya –ya da daha doğrusu dünyanın birtakım görünümlerine– dair modellemeler ileri sürerler ve bu modellemeler daha önceye dayanan gözlemler ve titizlikle tasarlanmış deneyler aracılığıyla test edilir. Modellemeler böylesi titiz incelemelerden başarıyla geçer ve ayrıca iç bütünlüğe sahip yapılar olduklarını kanıtlarsa uygun olarak kabul edilir. Mevcut tartışmamız için bu modellemeler hakkındaki önemli nokta onların temelde tamamen soyut matematiksel modellemeler olduğudur. Bilimsel bir modelin iç tutarlılığa sahip olması sorunu özelde o modelin kesin olarak tanımlanmış olmasını gerektirir. Gerekli kesinlik modelin, aksi durumda bu sorulara iyi tanımlanmış yanıtlar verilemeyeceği için matematiksel olmasını talep eder.
Matematiksel Doğruluk
Matematiksel Doğruluk
Doğayı kontrol eden gerçek etkileri anlamaya doğru atılacak ilk adımlar, gerçeğin saf varsayımsal olandan ayrıştırılması işlemini gerektiriyor. Bununla birlikte eski insanlar Doğayı güvenilir biçimde anlama işlemini gerçekleştirebilecekleri herhangi bir konuma sahip olmadan önce başka bir şeyi başarmaya gereksinim duydular. İlkin yapmaları gereken, gerçeği varsayımsal olandan matematik içinde kalarak nasıl ayrıştıracaklarını keşfetmekti. Verili matematiksel bir iddianın doğruluğuna güvenilip güvenilemeyeceğini söyleyen bir yöntem gerekiyordu. Bu ilk konu uygun şekilde yerli yerine oturtulmadan dünyanın davranışlarını kontrol eden kuvvetler ve bunların matematiksel doğruyla ilişkilerinin ne olabileceğine ilişkin çok daha zor sorunları gerçek olarak ele alma konusunda çok az umut vardı. Doğayı anlamanın kilit rolünün şüphe götürmez biçimde matematiğe ait olduğu kavrayışı belki de bilim adına ilk önemli kırılmaydı.
Mistik Bir Deha
Bir Mistik Deha
AM–TEP kralın baş zanaatkârı, mükemmel yeteneklere sahip bir sanatçıydı. Geceydi ve fazlasıyla üretken bir akşam çalışmasının ardından yorgun düşmüş, atölyesindeki sedirde uyuya kalmıştı. Fakat uykusu –belki de havada olduğu hissedilen anlaşımaz bir gerilim nedeniyle– huzursuzdu. Aslında bu olduğunda uykuda olduğundan da pek emin değildi. Kemikleri ona hâlâ gece olması gerektiğini söylediğinde gün, aniden ışımıştı.
Dünyayı Şekillendiren Kuvvetlere İlişkin Arayış
Dünyayı Şekillendiren Kuvvetlere İlişkin Arayış
Evrenimize hangi yasalar hükmediyor? Onları nasıl bileceğiz? Bu bilgi dünyayı algılamamıza ve böylece onun hareketlerini kendi yararımız için yönlendirmemize nasıl yardım edebilir?
Karanlık Madde ve Karanlık Enerji
Karanlık Madde ve Karanlık Enerji
Bugünün bilimsel verileriyle, evrende görünmeyen güçlerin, görünen katı maddeyi nasıl oluşturup yönlendirdiğini daha net ve somut olarak görmeye başladık. Bu güçlerden biri de “Karanlık Madde” ile “Karanlık Enerjidir”. Bu yazımızda da “Karanlık Madde ve Enerjiyi” son bilimsel gelişmeler ışığında tanımlayıp, akabinde bunun “Mistik Alandaki” karşılığını görmeye çalışalım.
Tasavvuf Yolunda İlerleme ve Kendini Bulma
Tasavvuf Yolunda İlerleme ve Kendini Bulma
Konumuz İslam tasavvufu doğrultusunda günümüze yönelik bazı şeyler çıkartabilmek…Tekrarlanması gereken bazı hususlar var. Her zaman alemde aynı prensipler tekrarlanır durur. Ana prensipler tekrarlanır, teferruat tekrarlanmaz. Çünkü teferruat bir kez yaşanır, unutulur gider. Ama prensipler devam eder. 16 milyon senedir devam eden, devr-i daim eden, işleyen âlemdeki fizik yasaları gibi, güneşin doğuşu ve batışı gibi, ayların, günlerin, gecelerin, gündüzlerin birbirini izleyişi gibi değişmeyen evrensel kurallar vardır.