Blog Arşivleri
Modernizm ve İnsanın Ölümü
MODERNİZM VE İNSANIN ÖLÜMÜ
Ölüm, yaşamın içinde deneyimlenebilir bir durum olmasa da onu her konuştuğumuzda kaçınılmaz olarak yaşamı konuşuyor buluruz kendimizi. Bu nedenle ölümü konuşmak hayatı konuşmak demektir. Yaşam ve ölüm arasındaki bu geçişkenliğe Jung, “ölüm kaygısının temelinde yaşama korkusu vardır” diyerek işaret eder. Yaşam ve ölümüm bu iç içe geçmişliğini belki de en iyi Heidegger ifade eder. Ona göre “biyolojik olarak yaşam ve ölüm olgularının birbirinden kesin çizgilerle ayrılmasına karşın psikolojik olarak iç içedirler. Ölüm, fiziksel olarak yok edicidir ancak ölüm düşüncesi kurtarıcıdır”. Bu yazının geri kalanını okuyun
YENİ ORTAÇAĞ
YENİ ORTAÇAĞ
Yeni Ortaçağ: Organize sistemlerin ortadan kalkması, her türlü merkezin yok olması, kaypak dayanışmalar, kararsız ve bulanık bir ortam. Belirginsizlikler. Her türlü otoriteden yoksun biçimde büyüyen gri alanlar. Mafya ve çürümüşlüğün gittikçe egemen olduğu bir düzen. Mantığın ilkel ideolojiler önünde gitgide zayıfladığı bir dönem. Kriz, sarsıntı, spazm gibi olayların günlük dekorun birer parçası haline geldiği bir dünya. Belirli bir düzenden çıkıp, analiz kabiliyetimizi ve icra yöntemlerimizi gittikçe tesirsiz kılan ve nüfuz edilemeyen birçok alan ve şirket. İşte bütün bu olaylar, tespitler ve teşhisler bizi bu tabiri kullanmaya itiyoruz.
Tarih bir trajedi midir, bilmiyorum ama öyle olmaması için öyleymiş gibi davranmak gerektiğine inanıyor ve dünya kamuoyunu, büyük bir hızla üzerine çökmekte olan bu tehlikeye karşı uyarıyorum. Bu yazının geri kalanını okuyun
Türkler ve Şamanizm
Soru: Türkler’in Şamanist olmadığını iddia ediyorsunuz ve “İslâm’dan önce Türklerin dini”ni Töre kavramıyla açıklıyorsunuz? Bu yazının geri kalanını okuyun
Terör ve Asimetrik Savaş
Terör görünümlü asimetrik savaş bizi nereye götürüyor?
3. Dünya Savaşı Başladı
Bugün gazetelere baktığımızda 3. Dünya savaşının başladığını görüyoruz. Yalnız bu savaşın silahları farklı, metodolojisi farklı, araçları farklı, hedefleri farklı, yöntemi aynı çok kirli… Böyle bir asimetrik savaş var, metodolojik savaş var. Bu savaşın gayri nizami harp savaşı olduğu için, bu savaşın yöntemlerini bilmek gerekiyor. Gayri nizami savaş tekniklerine uygun psikolojik savaş teknikleriyle buna karşılık vermek gerekiyor. Dünyada düşük yoğunlukla giden terörün şimdi görüyoruz ki bugün manşetlere baktığımızda, terör konusu 3. Dünya savaşı gibi sık sık önümüze gelecek. “Buna karşı ne yapacağız, güç odakları bunu nasıl kullanıyor?” Semboller kullanılıyor asimetrik savaşta, bunu konuşmamız önemli diye düşünmüştük. Bu yazının geri kalanını okuyun
Osmanlı Tarihinin Mirası
Osmanlı tarihinin bugünkü Türk insanına mirası nedir?
Yarını inşaa ederken tarihi vasıflarımızdan ne ölçüde faydalanabiliriz?
Maziden gelen temayüllerimize dayanarak nasıl bir istikbal insa edebiliriz? Baska bir tabirle Türk insanı kapitalizme mi sosyalizme mi yatkındır?
Batı ve Türk-İslam Uygarlığı
Çarpısan iki medeniyet var: Türk-lslam medeniyeti bin yıl fetihler yapmıs, belli ölçüleri, belli zaferleri, belli basarıları var. ihtiyarlamıs. Hıristiyan Batı medeniyeti hem temelinde, hem de içtimaî yapısında farklı ve baska.
Bence en esaslı fark: insana bakıslarında. Türk-İslam medeniyeti için insan uluhiyetin nusha-yi suğrası. Mukaddes ve muhterem. Servet ve mevki gibi tesadüfi tefavütlerin dısında bir insan haysiyeti var. Batıda yok bu.
Batı evvela kendi insanına karsı zalim. Batının tarihi,bir sınıf kavgası tarihi, doğru. Bu egoizm, coğrafî hudutların dısında büsbütün azgınlasıyor. Avrupa, insanı tabiatın bir parçası saymaktadır. Dıs dünyayı kaprislerine alet eden Batı, insanı da aynı muameleye tâbi tutar. Yani bir tünel açmak gerekince nasıl dağ delinirse ferdî veya zümrevî bir menfaat uğrunda da Batının feda etmeyeceği beserî kıymet yoktur.
Cemil MERİÇ
Tüm Gönül Dostlarıma Sevgilerimle
Tasavvuf ve Bilim
Kaynak: Jurnal 2. cilt sf 202
Ümmete Çağrı
“İslâm ülkelerinin başında bulunanlara çağrı:
Size sesleniyorum. İslâm ülkelerinin başında bulunan cumhurbaşkanları, başkanlar, kırallar, size sesleniyorum.
Türkiye’nin, Mısır’ın, İran’ın, Suriye’nin, Ürdün’ün, Pakistan’ın, Tunus’un, Cezayir’in, Fas’ın ve diğer İslâm ülkelerinin başında bulunanlar size sesleniyorum.
Bulunduğunuz yere nasıl geçmiş olursanız olun, ister kaderin sevkiyle veya cilvesiyle, ister babadan, de Bu yazının geri kalanını okuyun
Avrupa Emperyalizmi & Ortadoğu
”..Arapların arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz vakıa (gerçeği ifade edecek olursak) birkaç sene Araplardan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kafi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyetin mukaddes yerlerinin Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız. Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz; buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz.
Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyete lakayt olmakla ittiham edildik. Fakat bu ittihamlara rağmen peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hakimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dökmeye hazırız. Cedlerimizin, Selahaddin’in idaresi altında, uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hakimiyet ve nüfuzunun tahtında (altında) bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi haykıracak kadar bugün, Allah’ın inayeti ile güçlüyüz. Avrupa’nın bu mukaddes yerleri temellük etmek (ele geçirmek) için yapacağı ilk adımda bütün İslam âleminin ayaklanıp icraata geçeceğine şüphemiz yoktur!”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
[T.B.M.M Konuşması-Yıl 1937]
Kaynak:(T.C. Dahiliye Vekaleti Matbuat Umum Müdürlüğü,Sayı:5475/7/1/K)
Tarihin Hafızası: Prof.Dr.Mehmet ÇELİK
Tüm Gönül Dostlarıma Sevgilerimle
Tasavvuf ve Bilim